Koyu Switch Mode

Number One Zombie Wife [Novel] 99. Bölüm

A+ A-

Çevirmen: Khentimentiu


 

Zhan Bei Tian birden dönüp Mu Yi Fan’ı altına aldı. Vücudu sıcacıktı, nefesi buhar gibiydi ve gözlerini onun gözlerine kilitlemişti. Kısık bir sesle fısıldadı. 

 

“Tekrar et.” 

 

“…” 

 

Mu Yi Fan karşısındaki adamın yüzüne baktı. Aralarında sadece bir karış vardı. Ne olduğunu çözemiyordu, kafası karışıktı. Ama ilk defa Zhan Bei Tian’ın gözleri bu kadar etkileyiciydi. Gecenin içindeki parlayan simsiyah bir yıldız gibiydi, gözlerini o gözlerden alamıyordu. 

 

Eldivenli elini kaldırdı ve işaret parmağını uzatıp Zhan Bei Tian’ın uzun, kalın ve simsiyah kirpiklerine dokundu. Küçük bir yelpaze gibiydi kirpikleri, sanki yavaşça yüzüne serinlik veriyordu. 

 

Zhan Bei Tian, bu yaramaz parmağı hemen yakaladı. Yine aynı şekilde fısıldadı. 

 

“Mu Mu, dediklerini tekrar et…” 

 

Mu Yi Fan, Zhan Bei Tian’ın sesine de hayran kalmıştı. Düşük, boğuk bir tondaydı ama insanın içine işliyordu. Elini Zhan Bei Tian’ın yakaladığı yerden çekip boğazına dokundu. 

 

Zhan Bei Tian’ın nefesi ağırlaşmaya başlamıştı. Bedeninin Mu Yi Fan’a karşı tepki verdiğini fark etti. Boğazı yutkunurken inip kalktı, gözlerindeki ışık daha da parladı. Karşısındakinin solgun dudaklarına baktı, başını eğdi ve dudaklarına değdiği anda o kısık sesi duydu. 

 

“Bei Tian, senden gelen koku çok güzel.” 

 

Zhan Bei Tian bir anda kendine geldi. Hemen Mu Yi Fan’a baktı ve suratının biraz donuklaştığını gördü. Kaşlarını çattı. Sonra Mu Yi Fan’ın yutkunduğunu görünce hem sinirlendi hem güldü. 

 

‘Bu adam daha demin ‘Ben seni ısırmam, başkasını ısırırım.’ Diyordu. Şimdi açık açık beni afiyetle mideye indirmek istiyor.’ Diye düşündü Zhan Bei Tian  

 

Gerçekten de öyleydi. 

 

Mu Yi Fan vücudunu doğrulttu, Zhan Bei Tian’ın boynunu ve yüzünü koklamaya başladı. 

 

“Çok güzel kokuyorsun.” 

 

“…” 

 

Zhan Bei Tian, Mu Yi Fan’ın bilincinin giderek bulanıklaştığını fark etti. Sonuçta Mu Yi Fan yirmi günü aşkın süredir hiçbir şey yememişti. Bu kadar dayanması bile mucizeydi. 

 

Zhan Bei Tian hareket etmedi. Mu Yi Fan’ın gerçekten ne yapacağını merak ediyordu. 

 

Mu Yi Fan, Zhan Bei Tian’ın boynuna kollarını doladı ve onu kendine çekti. Zhan Bei Tian’ın durmadan yüzünü kokluyordu. O koku onun için adeta ölümlü bir cazibeydi. Isırmamak için kendini zor tutuyordu. 

 

Bilinci ne kadar bulanıklaşsa da bu bedenin kime ait olduğunu hâlâ biliyordu. 

 

Kendini yiyemeyeceği etin kokusuyla deliye dönmüş gibiydi. Sonunda Zhan Bei Tian’ı itip koşarak banyoya gitti. Kapıyı sertçe kapattı ve içeriden kilitledi. 

 

Zhan Bei Tian ayağa kalktı, banyoya doğru bakakaldı. 

 

Bir ömür bu durumları yaşamış biri olarak, diri etin zombiler için ne kadar cazip olduğunu çok iyi biliyordu. Hele ki bilincini kaybetmekte olan bir zombiyse, o dürtüyle baş etmek daha da zordu. Aç kalmak uyuşturucu yoksunluğu gibi acı veriyordu. 

 

O sırada dışarıdan neşeli ve pamuk gibi bir ses geldi. 

 

“Babacığım, ben geldim!” 

 

Minik adımların pat pat sesiyle birlikte küçük bir vücut odaya daldı. 

 

Mu Qing Tian, odada yalnızca Zhan Bei Tian’ı görünce suratını astı, dudaklarını büzdü. 

 

“Senin ne işin var burada?” 

 

Zhan Bei Tian ancak o an gerçek dünyaya dönebildi. Bir adım atıp çocuğu kucağına aldı. 

 

“Qing Tian, zombilerin tekrar insan olmasının bir yolu var mı biliyor musun?” 

 

Az kalsın Mu Yi Fan’ın zombi olduğunu unutuyordu. Eğer az önce dudaklarına dokunmakla kalmayıp ağzından tükürük bulaşsaydı, virüs ona da geçebilirdi. 

 

Mu Qing Tian başını iki yana salladı. 

 

“Yok, sadece insanlar bir ilaç geliştirirse işe yarar. Zombinin içindeki toksinlerin temizlenmesi lazım.” 

 

Zhan Bei Tian’ın kaşları iyice çatıldı. 

 

“Peki ya özel uzay boşluğumdaki kaynak suyunu kullanırsak? Virüsü temizler mi?” 

 

“Hayır, o kaynak suyu zombiyi daha da güçlü yapar. Hatırlasana, sen o sudan babama verdin ya… O yüzden düşük seviyeyi atlayıp doğrudan orta seviyeye yükseldi.” 

 

Zhan Bei Tian bir an afalladı. Sonra çocuğu kucağına alıp odadan çıktı. Merdivenden inerken, avucunun içinden bir kalamar çıkardı. Salona gitti, Mao Yu’ya kalamarı verip ondan şasimi yapmasını istedi. 

 

Yemek hazır olunca, Mu Yi Fan’a götürdü. 

 

Mu Yi Fan şasimiyi yedikten sonra yavaş yavaş kendine geldi. O anda fark etti, Bu şasimi, daha önce Zhang Le’nin getirdiğini sandığı şeydi ama aslında Zhan Bei Tian hazırlatmıştı. Tat aynıydı. 

 

Sonra olanları hatırladı ve huzursuzlandı. 

 

Aslında Zhan Bei Tian’ın tepkisini ölçmek istemişti. İçinden “Acaba ısırmaya kalksam ne yapacak?” demişti. Ama hiç beklemediği bir şey oldu. 

 

Zhan Bei Tian da onu test ediyordu. 

 

Ve o an fark edemedi… 

 

Kendine sinirlendi. 

 

Camın önünde oturmuş dışarıyı izleyen Zhan Bei Tian, Mu Yi Fan’ın çatal bıçağı bıraktığını duyunca düşüncelerinden sıyrıldı. Geri döndü ve tabağın tamamen bitmiş olduğunu gördü. 

 

“Yarın sabah G Şehri’nden ayrılıyoruz.” 

 

“Hmm.” 

 

Mu Yi Fan bunu duyunca daha da dalgınlaştı. Zaten biliyordu, yola çıkmadan önce, Zhan Bei Tian fark etmeden ondan ayrılacaktı. 

 

Ama bunu düşünürken, kucağındaki minik bebeğin ona şaşkın şaşkın bakmakta olduğunu fark etmedi. 

 

***

 

Ertesi sabah, hava yeni ağarıyordu. 

 

Villa çevresi ana baba günüydü. 

 

Mu Yi Fan, her zamanki gibi yatakta oyalanmaya cesaret edemedi. Zhan Bei Tian odadan çıkar çıkmaz, hızlıca dişini fırçalayıp yüzünü yıkadı ve birkaç kıyafetini çantasına tıktı. 

 

Uyuyan bebeğini hafifçe öptü ve çıkarken kapıyı sessizce kapattı. O sırada dışarıdan dönen Zheng Guo Zong’la karşılaştı. 

 

Zheng Guo Zong hemen yanına sokuldu ve alçak sesle konuştu. 

 

“Villadakiler taşınmaya yardım ediyor. Sen nasıl çıkmayı planlıyorsun? Her yer dolu, gizlice çıkman zor.” 

 

“Arka taraftan çıkarım. Sadece beni tanıyanlara denk gelmemem lazım.” 

 

“Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum ama dikkatli ol. Sakın ‘Ben de zombiyim’ diye salaklık yapma. Tamam mı?” 

 

Mu Yi Fan başını salladı. 

 

“Ve… Jia Ming’i görünce dikkat et. Seni yemeye çalışırsa şaşırma. En son dayanamıyordu.” 

 

“Merak etme, oğlun senin sandığın kadar ezik değil.” 

 

“Tamam, ne yapacaksan yap, sonra bize geri dönmeyi unutma. Anladın mı?” 

 

“Tamam…” 

 

Mu Yi Fan başka bir şey demeden hızla merdivenlerden indi Ve arka kapıdan çıktı. 

 

Şu anda herkes eşyaları taşıyor, arabaları dolduruyordu. Bu yüzden villada devriye gezen ekip azalmıştı. Bahçede sadece üç grup vardı, her biri beş dakikada bir geçiyordu. Diğer insanlar da eşyalarla meşguldü, kimse Mu Yi Fan’a dikkat etmiyordu. 

 

Devriye geçince, Mu Yi Fan hızla arka bahçeden fırladı, diğer taraftaki çite doğru koştu. 

 

Villadan uzaklaştıkça insan sayısı da azalıyordu. Çitin olduğu noktaya vardığında etrafta kimsecikler yoktu, bu iyi haberdi. 

 

Ama… 

 

Çit, Zhan Bei Tian’ın adamları tarafından dışarıdan gelen zombilere karşı yükseltilmişti. 

 

Neredeyse beş metreydi. 

 

Mu Yi Fan başını kaldırıp çite baktı, sonra kafasını kaşıdı. 

 

“Bu ne arkadaş ya…” 

 

Etrafa bakındı, tırmanması kolay daha kısa bir nokta aradı. 

 

Epey zorlandı ama sonunda çitin tepesine tırmandı. Tam aşağı bakarken, karşısında minik bir suratın ona sırıtarak bakmakta olduğunu gördü. 

 

Küçük surat, sevimli sevimli gülümsedi. 

 

“Babacığım, eğer beni bırakıp gidersen… Tam şu an babamı çağıracağım!” 

 

 

Etiketler: novel oku Number One Zombie Wife [Novel] 99. Bölüm, novel Number One Zombie Wife [Novel] 99. Bölüm, online Number One Zombie Wife [Novel] 99. Bölüm oku, Number One Zombie Wife [Novel] 99. Bölüm bölüm, Number One Zombie Wife [Novel] 99. Bölüm yüksek kalite, Number One Zombie Wife [Novel] 99. Bölüm light novel, ,

Yorum