Koyu Switch Mode

Number One Zombie Wife [Novel] 93. Bölüm

A+ A-

Çevirmen: Khentimentiu


 

Mu Yi Fan, Zheng Guo Zong’un elini kaptığı gibi sancıyla kıvranırken bağırarak sordu. 

 

“Şarlatan! Ne… ne doğacak lan!?” 

 

“…” 

 

Zheng Guo Zong, hâlâ hamile olduğuna inanmayan bir adama neyin doğacağını nasıl açıklayacağını bilemedi. Göz ucuyla Lu Lin’e baktı, o da boş boş bakınıyordu. Telaşla seslendi. 

 

“Ne duruyorsun hâlâ orada? İt şu sandalyeyi!” 

 

Lu Lin, afallamış bir şekilde cevapladı. 

 

“Ha? Aa, tamam tamam.” 

 

Dr. Zheng’in az önce Mu Yi Fan doğuracak dediğini yanlış mı duydu? Yoksa gerçekten o anlamda mıydı? Yani… Yok artık!? 

 

Lu Lin hemen tekerlekli sandalyeyi yaşadıkları villaya doğru sürdü. 

 

Villaya döndüklerinde Mu Yi Fan sancıdan iyice çökmüştü, ayakta duracak hali kalmamıştı. Lu Lin, bu iri yarı Mu Yi Fan’ı tek başına taşıyamayınca evin içindekilere seslendi. 

 

“Sun Zi Hao! Yardım et bana!” 

 

Sun Zi Hao, Lu Lin’in panik dolu sesini duyunca jet hızıyla dışarı fırladı. Mao Yu ve Xiang Guo da hemen ardından ne olduğunu görmek için koştular. 

 

“Sun Zi Hao, bir kolundan sen tut, hızlı ol!” 

 

Sun Zi Hao, Mu Yi Fan’ın ağrılar içinde kıvranan hâline bakarken sordu. 

 

“Ne oldu ki buna?” 

 

Zheng Guo Zong panikle bağırdı. 

 

“Onu bodrumdaki ameliyat masasına taşıyın hemen!” 

 

Lu Lin, Mu Yi Fan’ın kolunu omzuna aldı, bir eli sırtında, bir bacağı havada. 

 

“Sun Zi Hao, biraz güç kullan! Ortaklaşa kaldırıyoruz!” 

 

Sun Zi Hao homurdandı. 

 

“Yahu bu ne kadar ağırmış böyle?” 

 

Normalde asker olduklarından iri bir adamı tek hamlede kaldırmaları gerekirdi ama Mu Yi Fan’ı kaldırırken beli neredeyse çatladı. 

 

“Allah belanı versin Mu Yi Fan, sen ne yedin de bu kadar ağır oldun?” 

 

Mu Yi Fan, acıdan zar zor konuşabildi. 

 

“Ben… nerden bileyim?” 

 

Kapıda bekleyen Mao Yu ve Xiang Guo kenara çekilip yol verdiler, Mu Yi Fan’ı bodrumdaki ameliyat masasına yatırdılar. 

 

Zheng Guo Zong ameliyat önlüğünü geçirirken, Lu Lin ve Sun Zi Hao’ya seslendi. 

 

“Çabuk gidin Zhan Bei Tian’ı çağırın!” 

 

Sun Zi Hao, alnındaki teri silerken sordu. 

 

“Niye patronu çağırıyoruz ki şimdi?” 

 

Zheng Guo Zong göz devirdi. 

 

“Çocuğu doğmak üzere, sizce çağırmayalım mı?” 

 

“Ha?” 

 

“Ha?” 

 

Sun Zi Hao ve Lu Lin oldukları yerde donakaldı. 

 

Mu Yi Fan, sancılarla kıvranırken herkesin donup kaldığını görünce başını kaldırdı. 

 

“Şarlatan, sen az önce ne dedin?” 

 

Duydukları hayal miydi yoksa kulakları mı çınladı? 

 

Zheng Guo Zong el salladı. 

 

“Hiçbir şey söylemedim!” 

 

Sonra kapıda hâlâ şaşkın şaşkın dikilen ikiliye bağırdı. 

 

“Yürüyün gidin! Mu Yi Fan doğuracak deyin, acele edin!” 

 

“…” 

 

“Tamam tamam!” 

 

Lu Lin ve Sun Zi Hao hızla salona döndü. 

 

“Patro  basket sahasında antrenmandaydı, sen git!”  

 

Sun Zi Hao, “Tamam,” deyip fırladı. 

 

Lu Lin, kanepeye yığıldı. Gerçi sadece birkaç yüz metre koşmuştu ama sanki maraton koşmuş gibiydi, nefesi kesilmişti. Yanına gelen Xiang Guo ve Mao Yu sordular. 

 

“Mu Yi Fan’a ne oldu yahu?” 

 

Lu Lin derin bir nefes aldı. 

 

“Dr. Zheng, Mu Yi Fan’ın doğuracağını söyledi.” 

 

“Ha? Doğuracak mı?” 

 

Xiang Guo hem şok hem gülme karışımı bir hâl aldı ama hemen ciddileşti. 

 

“Ne demek bu şimdi? Doğurmak derken nasıl yani?” 

 

“Ben ne bileyim! Ama Dr. Zheng dedi ki patronun çocuğu doğacakmış. Hemen çağırın dedi, öyle deyince de panikledim.” 

 

Xiang Guo’nun çenesi düştü. 

 

“Ne? Patronun çocuğu mu? Kim doğuruyor patronun çocuğunu?” 

 

“Yani Zheng diyor ki… doğuran kişi Mu Yi Fan… patronun çocuğunu doğuracakmış.” 

 

“Nasıl yani!?” 

 

Xiang Guo ayağa fırladı, sinirinden duvara kafa atacak kıvama geldi. 

 

“Mu Yi Fan erkek! Erkek nasıl doğurur? Patron nasıl hamile bırakır? Ne diyorsunuz siz!?” 

 

Lu Lin kaşlarını çattı. 

 

“Doğru ya da değil bilmiyorum ama bana o gün bugündür garip gelen bir şey var.” 

 

“Neymiş?” 

 

“Yolda yürürken Dr. Zheng, Mu Yi Fan’a ‘Mu Mu’ dedi.” 

 

Mao Yu ve Xiang Guo aynı anda tekrarladı. 

 

“Mu Mu?” 

 

“Lu Lin, yoksa daha önce tanıdığımız Mu Mu, bu Mu Yi Fan mı diyorsun?” 

 

Lu Lin başını salladı. 

 

“Düşünsene, ikisinin de soyadı aynı, ikisi de kemik kanseriydi, patronun Mu Yi Fan’a davranışı da değişti. Bence olabilir.” 

 

Mao Yu şüpheyle baktı ama pek emin olamadı. 

 

“Ben hâlâ inanamıyorum.” 

 

“Patron gelir gelmez her şey ortaya çıkar.” 

 

Bu sırada Sun Zi Hao basket sahasına varmış, Zhan Bei Tian’ı tam ortada görmüştü. 

 

Koşarak yaklaştı. 

 

“P-patron!” 

 

Zhan Bei Tian onu nefes nefese görünce kaşlarını çattı. 

 

“Ne oldu?” 

 

Sun Zi Hao kafasını kaşıdı, ne diyeceğini bilemedi. Az önce duyduğu şey hâlâ aklını almıyordu. 

 

Zhan Bei Tian sertleşti. 

 

“Sun Zi Hao, konuş artık!?” 

 

Sun Zi Hao cesareti topladı. 

 

“Şey… rapor ediyorum komutanım… Dr. Zheng dedi ki… Mu Yi Fan… doğuracakmış…” 

 

Sözü biter bitmez, Zhan Bei Tian çoktan on metre ilerideydi. 

 

Sun Zi Hao arkasından bakakaldı. 

 

“Haydaa… Gerçekten patronun çocuğunu mu doğuruyor bu adam?” 

 

Hâlâ sindirememişti ama gidip olayı yerinde görmek şarttı. 

 

Villaya geri döndüğünde Zhan Bei Tian salonda dikiliyordu. Üç şaşkın kişiye sıcak su hazırlamalarını, süt ısıtmalarını, çocuk için havlu sarmalarını söylerken sesi hem sakin hem emrediciydi. 

 

Ardından bodruma indi. 

 

Zheng Guo Zong hafif alayla sordu. 

 

“Doğumu yaptıracak bir ebe bulmalıyız” 

 

“…” 

 

Mu Yi Fan gözlerini devirerek söylendi. 

 

“Ben erkeğim! Doğum kanalı olmayan bir erkeğim! Ne ebenin peşindesin?” 

 

Zheng Guo Zong iç çekti. 

 

“Ben kadın doğumcu değilim, doğum ameliyatı yapmadım ki hiç. General’e doğum uzmanı çağırtayım.” 

 

“Şarlatan, hâlâ hamile olduğuma mı inanıyorsun!? Midemde boncuk var boncuk! Acıyor! Al şu boncuğu çıkart!” 

 

“Boncuk değil çocuk bu! Boncuğu yutsan bu kadar büyümezdi!” 

 

Mu Yi Fan, Qing Tian Boncuğu’nu nasıl anlatacağını bilemiyordu. 

 

O sırada Zhan Bei Tian araya girdi. 

 

“Dr. Zheng, bunu ufak bir operasyon gibi düşün, çocuğu çıkar yeter.” 

 

Mu Yi Fan kapkara gözlerle baktı. 

 

“Yani sen de benim hamile olduğuma mı inanıyorsun?” 

 

“Madem o boncuğu çıkarmak istiyorsun, çıkaralım işte.” 

 

Mu Yi Fan içinden küfretti ama pes etti. 

 

Zhan Bei Tian tekrar konuşmaya başladı. 

 

“Dr. Zheng, mutlaka anestezi verin.” 

 

Zheng Guo Zong çaresice başını salladı. 

 

“Az önce yaptım ama işe yaramıyor.” 

 

Zhan Bei Tian düşündü, Mu Yi Fan zombiydi, belki acıya dirençlidir. 

 

“Öyleyse direkt başla.” 

 

Zheng Guo Zong tereddütle operasyonu başlattı. 

 

Mu Yi Fan çok gergindi, hemen sordu. 

 

“Gözümü kapatacak bir bez bulamaz mısınız?” 

 

Zhan Bei Tian elini uzattı, gözlerini kapattı ve gözleriyle Dr. Zheng’e “başla” sinyali verdi. 

 

Mu Yi Fan, zombiliğin etkisiyle kesildiğini hissetmedi. 

 

Bir süre sonra midesindeki şey alındı ve acısı dindi. Ardından bir bebek ağlaması duyuldu. 

 

Zheng Guo Zong coşkuyla bağırdı. 

 

“Doğdu! Çocuk doğdu!” 

 

Zhan Bei Tian, Mu Yi Fan’ın gözlerini kapatan elini kaldırdı Ve bebeğe baktı. Normalde donuk olan yüzüne yumuşak bir gülümseme geldi. 

 

Mu Yi Fan o sırada gözlerini açtı. 

 

Zheng Guo Zong  elinde kanlı, tombik bir bebek tutuyordu. 

 

Mu Yi Fan gördüğü şeye inanamıyordu 

 

“Ananı satayım… bana bunun gaz olduğunu söylemişti  sen!?” 

 

“…” 

 


 

Çevirmen notu: Bebeğimiz doğdu!!! Çok duygusallaştım o artık benim de bebeğim… bebeğimiz doğdu ama daha yolumuz uzun, Mu Yi Fan ve Zhan Bei Tian’ın hikayesi yeni başlıyor diyebiliriz sanırım…

Keyifli okumalar!!!

 

Etiketler: novel oku Number One Zombie Wife [Novel] 93. Bölüm, novel Number One Zombie Wife [Novel] 93. Bölüm, online Number One Zombie Wife [Novel] 93. Bölüm oku, Number One Zombie Wife [Novel] 93. Bölüm bölüm, Number One Zombie Wife [Novel] 93. Bölüm yüksek kalite, Number One Zombie Wife [Novel] 93. Bölüm light novel, ,

Yorum