Koyu Switch Mode

Number One Zombie Wife [Novel] 120. Bölüm

A+ A-

Çevirmen: Khentimentiu


 

Zhan Bei Tian, yüzü mosmor olmuş şekilde, kendisine yaslanıp dinlenen Mu Yi Fan’a baktı, sesi düşüktü ama tonunda tehdit vardı. 

 

“Şimdi hemen kalk da pantolonumu yıkamaya git.” 

 

Bu arada, “iyi şey” giderek coşmuş, Mu Yi Fan önce yanına kıvrılıp dinlenmiş, sonra yetinmemiş, tutmuş Zhan Bei Tian’ın üstüne çıkmış, işi orada bitirmişti. 

 

Mu Yi Fan, Zhan Bei Tian’ın yüzüne baktı. Hâlâ kafası yerine gelmemişti, az önce gördüğü rüyanın etkisindeydi. 

 

Rüyasında bir adamla sevişmişti. Hem de ne sevişme… Rüya o kadar gerçekçiydi ki uyanınca hâlâ etkisindeydi. 

 

“Hay bin kunduz!” 

 

Uyandığında karşısında Zhan Bei Tian’ı görmüştü. Rüyadaki adamın hatlarıyla Zhan Bei Tian’ın yüzü birebir örtüşüyordu. 

 

Şimdi daha ne olsun? 

 

Zhan Bei Tian onun kendisine aptal aptal baktığını görünce kaşlarını çattı, bir de üstüne tekrar pat diye vurdu. 

 

“Bitirmedin mi hala?” 

 

“Ha? Ha tamam.” Mu Yi Fan kendini toparlayıp yuvarlandı, ama bir baktı pantolon ıslak. Hemen fırlayıp banyoya koştu. 

 

Bir anda içeriden çığlık geldi. 

 

Zhan Bei Tian, gözlerini yeni kapatmışken irkildi, sanki roketle fırlamış gibi banyoya koştu. 

 

“Ne oldu!? Ne oluyor!?” 

 

Mu Yi Fan sevinçle iç çamaşırını havaya kaldırmıştı. 

 

“Zhan Bei Tian! Bak bak! Şuna bak! Attım! Vallahi attım! Gerçekten boşaldım!” 

 

“…” 

 

Zhan Bei Tian, iç çamaşırındaki beyaz lekeye bakarken gözleri seyirdi, aynı anda hem sinirlenip bağırmak istedi hem de nasıl baş edeceğini bilemedi. 

 

Ama Mu Yi Fan’ın yüzündeki mutluluğu görünce, içinden “Bu adam kesin benim sabrımı sınamak için geldi,” diye geçirdi. 

 

Zhan Bei Tian, banyoda çırılçıplak dikilen adama bakarken çaresizce güldü. 

 

Az önceki çığlık yüzünden başına büyük bir şey geldi sandı. Meğer boşalmış diye sevinç çığlığı atıyormuş. 

 

Bu adamla birlikte olacaksa, önce kalp dayanıklılığı geliştirmeli, yoksa bir sabah kalpten gidip öbür tarafa uyanması normal bir durum olurdu. 

 

Mu Yi Fan sevincinden çıldırıyordu. 

 

Zombi olduktan sonra o bölgeye kan gitmemişti, ne bir hareket ne bir umut… Şimdi ise boşalmıştı. Bu, cinsel hayatın kapılarının tekrar aralandığı anlamına geliyordu! 

 

“Sen benim durumumu biliyor musun? Zombi olduğumdan beri iki aydır sabah ereksiyonu yaşamıyorum. Erkekler için bu, psikolojik çöküş demek. Resmen kendimi işlevsiz hissettim. Ama şimdi… Şimdi sertleşip boşaldım. Demek ki tekrar o ‘erkekliğin’ nimetlerinden faydalanabilirim! Hahaha!” 

 

Zhan Bei Tian, onun elinde iç çamaşırıyla sarka sarka dolaşmasına bakarken gözleri hafifçe parladı, gülümsedi. 

 

“Evet… Bundan sonra bayağı ‘nimetlenirsin’, söz.” 

 

Bu sözleri söyledikten sonra banyodan çıktı. 

 

Mu Yi Fan mutlulukla doluydu. Ama Zhan Bei Tian’ın sözlerinin arkasındaki “diğer” anlamı fark etmemişti. Elindeki iç çamaşırıyla “anı” saklamak ister gibi dolandı. Bu, insanlığa bir adım daha yaklaştığının kanıtıydı onun için. 

 

İç çamaşırını yıkayıp banyodan çıktığında, Zhan Bei Tian yatağa uzanmış ve uyumuştu. 

 

Mu Yi Fan onun göz altlarındaki morlukları görünce içi burkuldu. 

 

Dün gece küvette uyumuştu ama Zhan Bei Tian onunla ilgilenmişti, bunu kalbi biliyordu. Fakat aklının içinde hala bir soru vardı. 

 

“Acaba Zhan Bei Tian bana gerçekten içten mi yaklaşıyor, yoksa önce güvenimi kazanıp sonra intikam almak için mi iyi davranıyor?” 

 

Gerçi, Zhan Bei Tian’ı tanıdığı kadarıyla onun böyle şeyler yapmayacağını biliyordu. Yine de… Geçmişte yaşananlar kolay kolay unutulmazdı. 

 

Sonuçta, önceki yaşamda, yani orijinal Mu Yi Fan denen zibidi, Zhan Bei Tian’a yapmadığını bırakmamıştı. O nefreti bu kadar çabuk silip atmak mümkün müydü? 

 

Tam o anda, gözleri kapalı yatmakta olan Zhan Bei Tian aniden gözlerini açtı. 

 

“Tekrar uyuyacak mısın?” 

 

Mu Yi Fan başını salladı. 

 

“Yok, yeterince uyudum.” 

 

Zhan Bei Tian yatağa hafifçe vurdu. 

 

“Biraz daha dinlen.” 

 

Mu Yi Fan kıpırdamadı. Ama Zhan Bei Tian’ın hareket etmesiyle pijamanın altından kaslı göğsü ortaya çıkınca… Aklına rüyası geldi. Rüyadaki adamın fiziğiyle Zhan Bei Tian’ınki birebir örtüşüyordu. Yanakları kızardı. 

 

Hemen yerinden kalktı, giyinirken geveledi. 

 

“Sen uyu, ben acıktım. Bir şeyler bulmam lazım.” 

 

Bu lafı laf olsun diye söylememişti. Gerçekten acıkmıştı. 

 

Ama bu açlık, yaşarken hissettiği açlık gibi değildi. İnsanken aç kalınca karnı guruldar, yemek isterdi. Zombi olduktan sonra ilk defa insan yiyeceği canı çekmişti. 

 

Zhan Bei Tian ona karışmadı. 

 

“Apartmandan uzaklaşma.” 

 

“Tamam.” Mu Yi Fan üstünü değiştirip odadan çıktı. 

 

İlk iş olarak Zheng Guo Zong’un ve çocuğun kaldığı odaya gitti ama içeride kimse yoktu. Sonra aklına geldi, her sabah Zheng Guo Zong doğu kapısında çit yapmaya gidiyordu. O yüzden oradan çıktı ve karnını doyurmak için mutfağa yöneldi. 

 

Kahvaltı vakti çoktan geçmişti, öğle yemeği de daha başlamamıştı. Mutfakta sadece toplayıcı ekibinden birkaç kişi öğle hazırlığı yapıyordu. 

 

“Afedersiniz, yemek var mı acaba?” diye sordu Mu Yi Fan. 

 

Oradakiler başlarını kaldırıp kibarca cevapladı. 

 

“Üzgünüz, kahvaltı bitti. Eğer hala yemek yemediyseniz, öğle için iki saat daha beklemeniz gerekiyor.” 

 

Mu Yi Fan iç geçirdi. Tam arkasını dönüp gidecekti ki birine çarpıverdi. 

 

Hemen özür diledi. 

 

“Pardon, arkamda biri olduğunu fark etmedim.” 

 

Çarptığı kişiye bakınca, onun Zhang Le olduğunu gördü ve gülümsedi. 

 

“Aa küçük Zhang, sen misin?” 

 

Zhang Le ona öfke dolu gözlerle bakıyordu. Hiçbir şey demedi. 

 

Mu Yi Fan onun bu bakışlarına şaşırdı. 

 

“Bir yerine zarar mı verdim? Gerekirse ilaç falan alalım.” 

 

Zhang Le, onun bu sahte endişesine içten içe derin bir nefes aldı ve yüzüne zoraki bir gülümseme takındı. 

 

“Yok canım, bir şey olmadı. Şey, Mu bey, eskiden General Zhan’la aynı timdeymişsiniz, doğru mu?” 

 

Mu Yi Fan, orijinal beden sahibinin Xiang Guo ile olan ilişkisini hatırlayıp gülümsedi. 

 

“Evet, eskiden öyleydi. Ama artık emekliyim.” 

 

Zhang Le’nin gözleri buz gibiydi. 

 

“Peki Mu bey, abim Zhang Yue’yi tanıyor musunuz?” 

 

Mu Yi Fan bir an durakladı, sonra başını salladı. 

 

“Biraz tanıyorum, çok fazla değil.” 

 

Gerçekten de orijinal Mu Yi Fan ile Zhang Yue’nin fazla teması olmamıştı. 

 

“Peki, sizce abim nasıl öldü? General Zhan’ın takımındaki diğerleri ‘kahramanca’ öldüğünü söylüyor ama detay vermiyorlar. Ben abimin kahramanlık hikâyesini öğrenmek istiyorum. Siz anlatabilir misiniz?” 

 

Bu soruyu duyunca Mu Yi Fan birden tedirginleşti. Acaba Zhang Le, abisinin ölümünde asıl suçlunun kendi bedeninin önceki sahibi olduğunu biliyor muydu? 

 

Zhang Le gerçekten meraklıymış gibi bakıyordu. 

 

“Şey… Çok üzgünüm, ama orduda bazı kurallar var. Görevlerde olan olayları anlatmak yasak, hele ki tamamlandıktan sonra bile dışarıya bilgi vermek mümkün değil.” 

 

Zhang Le ısrar etti. 

 

“Ama artık orduda değilsiniz, anlatmanızda bir sakınca olmamalı değil mi?” 

 

“Orduyu bırakmış olsam da, o kurallar benim için hâlâ geçerli.” 

 

Zhang Le biraz üzülmüş gibi yaptı. 

 

“Peki, ben de eğitimime geç kalmayayım.” 

 

Mu Yi Fan şaşırdı. 

 

“Ne eğitimi?” 

 

“Yetenekli kişilerin eğitimi. Neyse, geç kalırsam ceza alırım, görüşürüz.” 

 

Zhang Le el salladı ve apartmandan çıktı. 

 

Mu Yi Fan da sıkılmış şekilde peşinden çıktı. Merak ediyordu, acaba bu yetenek eğitimi neyin nesiydi? 

 

Tam o sırada bir adam arkasından seslendi. 

 

“Beyefendi, bir dakika!” 

 

Mu Yi Fan arkasını döndü. Karşısına gayet tarz sahibi bir adam çıktı, elinde bir meyve sepeti vardı. 

 

“Beyefendi, şey, acaba siz Mu Yi Fan’ı tanıyor musunuz?” 

 

Mu Yi Fan adamın doğrudan kendisine geldiğini görünce cevapladı. 

 

“Ben Mu Yi Fan’ım. Siz kimsiniz?” 

 

“Gerçekten siz misiniz?” Adam onu baştan ayağa süzdü. “Öyleyse… Zhuang Zi Yue’yi tanıyor musunuz?” 

 

“Zi Yue mi? Tabii ki tanırım. Ne oldu?” 

 

Adam bir anda yüzünü güldürdü. 

 

“Zhuang Zi Yue Bey, yani bizim patron, size bu meyve sepetini gönderdi.” 

 

[Çevirmen notu: yan masadan alevli meyve tabağı geldi…] 

 

Meyve sepetini Mu Yi Fan’a uzattı. 

 

“Dün getirmem gerekiyordu ama unuttum. Umarım kusura bakmazsınız. Patronumuz birkaç gün içinde sizi ziyarete gelecek.” 

 

Mu Yi Fan’ın gözleri parladı. 

 

“Zi Yue gerçekten bunu söyledi mi?” 

 

Demek ki Zhuang Zi Yue, onun zombi olmasını umursamıyordu! 

 

Adam başını salladı. 

 

“Elbette Mu bey. Neyse, benim biraz işim var, sizi daha fazla tutmayayım.” 

 

“Tamam.” 

 

Sonraki günlerde aynı adam her öğle yemeğinden sonra düzenli olarak meyve sepeti getirdi. Ta ki Zhuang Zi Yue yeniden bizzat kapısını çalana kadar… 

 

Etiketler: novel oku Number One Zombie Wife [Novel] 120. Bölüm, novel Number One Zombie Wife [Novel] 120. Bölüm, online Number One Zombie Wife [Novel] 120. Bölüm oku, Number One Zombie Wife [Novel] 120. Bölüm bölüm, Number One Zombie Wife [Novel] 120. Bölüm yüksek kalite, Number One Zombie Wife [Novel] 120. Bölüm light novel, ,

Yorum