Koyu Switch Mode

Number One Zombie Wife [Novel] 117. Bölüm

A+ A-

Çevirmen: Khentimentiu


 

Zhan Bei Tian, Mu Yi Fan’ı görünce hemen yavaşladı, merdivenlerden tane tane inmeye başladı. 

 

Mu Yi Fan, Zhan Bei Tian’ın bu kadar telaşlı oluşunu görünce, bir şeylerin ters gittiğini düşündü ve hemen kenara çekilip ona yol verdi. 

 

Ama tam merdiven köşesine geldiğinde, Zhan Bei Tian’ın yön değiştirip arkasından yavaş yavaş yürümeye başladığını fark etti. 

 

“Bu herif neden her gün Mu Yi Fan’ın yanına geliyor? Sence patronun adamını kapmaya mı çalışıyor?” 

 

Mu Yi Fan, üçüncü kata çıkarken dördüncü kattan Mao Yu’nun sesini duydu. 

 

“Bence de öyle. Yoksa ne işi var burada her gün? Düşünsene, bu adam çok ısrarcı. Zaten kaç kere haber yollattık-“ 

 

“Öhö öhö!” 

 

Sun Zi Hao lafını tamamlayamadan, aşağıdan gelen Zhan Bei Tian’ın öksürüğünü duyunca hemen sustu. 

 

Aşağıya baktığında, Zhan Bei Tian ve Mu Yi Fan’ın yukarı çıktığını gördü. 

 

Sun Zi Hao hızla geri çekildi, Mao Yu ve Lu Lin’e sessizce dönüp, “Mu Yi Fan’la patron geliyor,” dedi. 

 

Mao Yu ve Lu Lin birbirlerine bakıp hiçbir şey demediler. 

 

Mu Yi Fan yanlarından geçerken başıyla selam verdi ama başka bir şey demeden beşinci kata çıktı. 

 

Ardından Zhan Bei Tian da Sun Zi Hao’nun yanından geçerken ona kısa bir bakış attı ve beşinci kata yöneldi. 

 

Sun Zi Hao ikisinin yukarı çıktığını görünce derin bir nefes aldı ve hemen alçak sesle Mao Yu ve Lu Lin’e fısıldadı. 

 

“Sizce Mu Yi Fan laf arasında bizim onun arkadaşlarıyla görüşmesini engellediğimizi anladı mı?” 

 

Mao Yu yukarıya bakarak, “Belli olmaz,” dedi. 

 

Bu sırada Mu Yi Fan, altıncı ve yedinci kat arasındaki merdiven köşesine geldiğinde aniden durdu, arkasına dönüp Zhan Bei Tian’a baktı ve hafif sinirli bir ses tonuyla konuşmaya başladı. 

 

“Zhan Bei Tian, Zhuang Zi Yue beni ziyarete geldiğinde haber vermemeleri için adamlarına talimat mı verdin?”  

 

Zhan Bei Tian sessizce, “Hayır,” dedi. 

 

Gerçekten doğrudan kendisi yapmamıştı ama Sun Zi Hao’ya apartmanda kalanlara haber vermemeleri konusunda alttan alta ima etmişti. 

 

“Gerçekten mi?” dedi Mu Yi Fan, şüphe dolu bakışları hafiflemişti. 

 

Zhan Bei Tian dudağını ısırdı, aslında başka şeyler söylemek istiyordu ama tam o sırada aşağıdan bir çığlık ve yere düşen leğen sesi geldi. 

 

Mu Yi Fan ve Zhan Bei Tian aşağı baktılar; Rong Xue düşen leğeni hızlıca yerden alıyordu, yanında da aptal gibi bakakalan Rong Yan vardı. 

 

“Ne oldu?” diye sordu Mu Yi Fan. 

 

Rong Yan, şaşkınlıktan kendine geldi ve hemen, “Üzgünüm, sizi rahatsız etmedik umarım,” dedi. 

 

Zhan Bei Tian gözlerini kırpıştırarak hiçbir şey demedi. Sadece Mu Yi Fan’ın elinden tutarak yedinci kata çıkmaya devam etti. 

 

Rong Yan, Zhan Bei Tian ve Mu Yi Fan’ın az önce durdukları yere baktı, ama bir türlü kendine gelemedi. 

 

Rong Xue ise eğilmiş leğeni hışımla alırken alayla homurdandı. 

 

“Demek ikisi de gaymış ha.” 

 

Rong Yan hemen fısıldadı. 

 

“Rong Xue, saçmalama! Başkaları duyar da General Zhan’ın itibarı zedelenir.” 

 

“Ne saçmalaması ya! Rong Yan, sen ne kadar körsün! Öpüştüklerini gördün. Tüh sana! Gözlerin var görmüyor,” dedi Rong Xue, gözleri iğrenmiş bir ifadeyle parlayarak. “Sen hâlâ gerçeği kabul edemiyorsun. Sadece General Zhan’ın gay olduğunu kabullenmek istemiyorsun.” 

 

Rong Yan ağzını açtı ama ne söyleyeceğini bilemedi. 

 

Odaya çıkmadan önce Mu Yi Fan’la Zhan Bei Tian’ın yakın yakın durduğunu görmüştü. Pozisyonları resmen öpüşüyor gibiydi. Üstelik, kimseyle fazla samimi olmayan Zhan Bei Tian’ın Mu Yi Fan’ın elinden tutup yedinci kata çıkması… Aralarındaki ilişki sıradan değildi. 

 

“Ben biraz kötü hissettim, odaya dönüyorum,” diyerek utanmış bir şekilde koşar adım odaya girdi. 

 

Rong Xue ise orada kaldı, sinsi bir gülümsemeyle söylendi. 

 

“Hâlâ kendini General’in karısı sanmaya devam et bakalım.” 

 

Sonra kaşlarını çattı. Zhan Bei Tian erkeklerden hoşlanıyorsa, benim hiç şansım yok mu yani? Diye düşündü. Ama hemen ardından, Zhan Bei Tian başka kadınlarla çocuk yapabiliyorsa, kesin kadınlara da ilgisi vardır diyerek kendini rahatlattı. 

 

Ancak, karşısında göz zevkini bozan bir adam olduğu sürece, bu durum ciddi bir sorundu. 

 

Rong Xue merdivenlere, yedinci kata doğru baktı, gözlerinin derinliklerinde sinsice bir parıltı belirdi. 

 

Diğer yandan, Zhan Bei Tian Mu Yi Fan’ı odaya götürdükten sonra sordu. 

 

“Zhuang Zi Yue senden ne istiyordu?” 

 

Mu Yi Fan sandalyeye geçip oturdu. 

 

“Geçmişten konuştuk sadece.” 

 

Zhan Bei Tian inanmadı. 

 

“Başka bir şey yok muydu?” 

 

Mu Yi Fan, onun soğuk bakışlarıyla karşılaştığında kaşlarını çattı. Unutmuşum… Zhuang Zi Yue onun düşmanıydı. 

 

Zhuang’ın tekrar gelip kendisini bulacağını biliyordu. Ya aralarında kavga çıkarsa? 

 

Ama şimdi Zhuang, onun bir zombi olduğunu öğrendiğine göre bir daha gelmezdi herhalde. 

 

Bunu düşününce, Mu Yi Fan’ın keyfi bir anda kaçtı. 

 

Zhan Bei Tian onun sustuğunu görünce hafif sert bir sesle sordu. 

 

“Yani sen şimdi onun ekibine mi katılmayı planlıyorsun?” 

 

Mu Yi Fan karşılık verdi. 

 

“Nereden bildin?” 

 

Zhan Bei Tian gözlerini kısarak sordu. 

 

“Gerçekten buradan ayrılıp villa bölgesine mi gitmek istiyorsun?” 

 

Mu Yi Fan başını iki yana salladı. 

 

Zhan Bei Tian’ın yüzü bir anda yumuşadı. 

 

“Biliyorsun, burada da kalsam villa bölgesine de gitsem fark etmez. Benim durumumda biri için insanlarla birlikte yaşamak uygun değil,” dedi Mu Yi Fan huzursuz bir şekilde. 

 

Zhan Bei Tian onun hüzünlü gözlerini görünce göğsü sıkıştı. Yanına gelip başını okşadı. 

 

“Fazla düşünme. Her şey iyi olacak. B şehrine döndüğümüzde hemen bir ilaç araştırması başlatacağım.” 

 

Mu Yi Fan duraksadı, sonra başını kaldırıp baktı. 

 

“Gerçekten mi?” 

 

Ama içinden düşündü, romanın sonunda böyle bir ilaç bulunmamıştı ki… 

 

Zhan Bei Tian onun gözlerindeki hüznü görmek istemiyordu. Gözlerini kapatıp kirpiklerine bir öpücük kondurdu. 

 

“Gerçekten, söz veriyorum.” 

 

Mu Yi Fan gözlerini kocaman açtı. Ananı avradını! 

 

Zhan Bei Tian yine beni öptü! 

 

Ama bu sefer neden kaçmadım acaba?! 

 

Tam o sırada kapıdan yüksek sesle bir ses geldi. 

 

“Rapor!” 

 

Zhan Bei Tian kaşlarını çattı, kapıda Xiang Guo’yu gördü. 

 

“Ne oldu?” 

 

Xiang Guo, Mu Yi Fan’a dik dik bakıyordu. 

 

Az önce Patronun bu adamı kendi isteğiyle öptüğünü görmüştü.  

 

Ama bu sahne… Resmen gözlerini oymak istedi. 

 

Zhan Bei Tian onun Mu Yi Fan’a bakıp konuşmadığını görünce sinirle sesini yükseltti. 

 

“Ne var, hadi konuş!” 

 

Xiang Guo, dalgınlığından sıyrılıp konuştu. 

 

“Patron, az önce Yaşlı Li’den döndüm, bir haber duymuş.” 

 

Zhan Bei Tian dikkat kesildi. Yaşlı adamdan haber alabilmek için her gün ona yemek yolluyorlardı. K şehrinde bir şey olursa hemen haber versin diye. 

 

Zhan Bei Tian sordu. 

 

“Ne haberi?” 

 

Bu kadar telaşla gelmesine göre ciddi bir şeydi. 

 

Xiang Guo içeri girip anlatmaya başladı, Mu Yi Fan’ın yanında olmasında bir sakınca görmedi. 

 

“Son günlerde, yetenekli kişiler gizemli şekilde kayboluyormuş.” 

 

Zhan Bei Tian’ın gözleri kısıldı, dikleşerek devam etmesini işaret etti. 

 

“Evet. Gece vakitlerinde kayboluyorlarmış. İlk başta ekip arkadaşları umursamamış, göreve gittiler ya da K şehrinden ayrıldılar sanmışlar. Ama bu olay sıklaşınca, insanların bir şey çevirdiğinden şüphelenmişler.” 

 

“Dün gece, K şehri ordusu araştırma başlatmış, şehir içinde devriyeler koymuş. Bu sabah da meydanda kaybolan yetenekli kişilerin cesetlerini bulmuşlar. Cesetlerin yarısı kömür gibi yanmış, belli ki suçlu devriyeden kaçarken yok etmeye fırsat bulamamış. Otopsi sonrası beyinlerinde delik olduğu anlaşılmış…” 

 

Mu Yi Fan bunu duyunca, işin nereye vardığını anlamıştı. 

 

Zhan Bei Tian gözlerini kıstı. 

 

“Yani beyinleri mi oyulmuş?” 

 

“Evet. Nedenini bilmiyorlar. Ordu hâlâ bu insanları kimin neden öldürdüğünü anlamaya çalışıyor.” 

 

Xiang Guo kaşlarını çattı. 

 

“Patron, bizim apartmanın güvenliğini arttırmamız lazım. Yoksa bizde de kayıplar olabilir.” 

 

Zhan Bei Tian başını salladı. 

 

“Akşam yemeğinde Mao Yu’ya söyle, nöbeti arttırsın.” 

 

Xiang Guo, Zhan Bei Tian’ın planlarına hep güvenir. Yine de düşündükçe bu kaybolma işinin ardındakini anlayamıyordu. 

 

“Patron, sence bu insanlar neden yeteneklileri hedef alıyor?” 

 

Etiketler: novel oku Number One Zombie Wife [Novel] 117. Bölüm, novel Number One Zombie Wife [Novel] 117. Bölüm, online Number One Zombie Wife [Novel] 117. Bölüm oku, Number One Zombie Wife [Novel] 117. Bölüm bölüm, Number One Zombie Wife [Novel] 117. Bölüm yüksek kalite, Number One Zombie Wife [Novel] 117. Bölüm light novel, ,

Yorum