Koyu Switch Mode

Number One Zombie Wife [Novel] 110. Bölüm

A+ A-

Çevirmen: Khentimentiu


 

Mu Yi Fan, Sun Zi Hao’ya döndü ve ona baktı. Sun Zi Hao garip garip bakmıyordu. Bu da demek oluyordu ki hâlâ zombiye dönüştüğünü fark etmemişlerdi. Demek ki hâlâ “normal insan” olarak arabada oturabilirdi. 

 

Ekip yola çıktıktan sonra araçlar ne çok hızlı ne çok yavaş gidiyordu. 

 

Yol boyunca Zhan Bei Tian, özel yeteneği olanları ara ara kamyonlardan indirip, zombilerle nasıl savaşacaklarını, yeteneklerini nasıl kullanacaklarını uygulamalı olarak öğretiyordu. Böylece artık silahlara muhtaç kalmadan zombilerle baş edebileceklerdi. 

 

Bu durum da, yeteneği olmayanların içini burktu tabii. Gıpta eden mi dersin, kıskanan mı dersin, herkesin içi içini yiyordu… Başta da Mu Yi Fan vardı. 

 

Zombi Kralı olduğu hâlde bu kadar dışlanmış, güçsüz kalmış olması sinirini bozuyordu. Kristal çekirdeği emmişti, ama hâlâ hiçbir özel yetenek gelişmemişti. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? 

 

“Acaba kullanmayı mı beceremiyorum? Ya da bu bedende gerçekten güç oluşmuyor mu? Yoksa…” 

 

Birden suratına düşen ifade daha da karardı. 

 

“Yoksa ruh değişiminden dolayı mı? Ruhum başka birine ait olduğu için mi bu beden güç üretmiyor?” 

 

Mu Yi Fan ellerine baktı, sonra iç çekti. 

 

Yanında oturan ve dışarıda yetenekli zombilerin eğitimini izleyen Zheng Guo Zong, iç çekişini duydu ve sordu. 

 

“Hayırdır evladım? Bu iç çekiş, Zhan Bei Tian’ın zombileri çıplak elleriyle doğramasını izleyip tribe girmen mi yoksa?” 

 

Mu Yi Fan gözlerini devirdi. 

 

“Yok be doktor, ne alakası var.” 

 

Bu ruh hâlini kim anlasın? Kimse bilemez. 

 

Oysa o ilk günden beri tek bir şey düşünüyordu. 

 

“Madem Zhan Bei Tian’ı öldüremiyorum, o zaman ben de güçlü bir zombi olur, kimseye pabuç bırakmam!” 

 

Ama ne oldu? Fasa fiso. 

 

Zheng Guo Zong sırıttı. 

 

“O zaman sinirli misin? Söyle rahatla, içinde tutma, patlarsın bak.” 

 

“Her erkeğin ayda bir huysuzluk yaptığı birkaç gün olur, bilmiyor musun?” 

 

“…” 

 

Dur bir saniye! Bu kadınlara özgü değil miydi? 

 

Tam o sırada Mu Yi Fan, Zheng Guo Zong’un kucağındaki çocuğu fark etti. Hemen çocuğu kucakladı, sağ köşeye çekildi ve fısıltıyla sordu. 

 

“Qing Tian, oğlum, sence neden bende hâlâ özel güç yok?” 

 

Mu Qing Tian kafasını iki yana salladı. Belli ki gerçekten bilmiyordu. 

 

Mu Yi Fan derin bir iç çekti. O çekince, yanında oturan adam da iç çekti. 

 

Mu Yi Fan başını çevirip baktı. 

 

“Sen neden iç çekiyorsun ki?” 

 

Zheng Guo Zong da içten bir şekilde cevapladı. 

 

“Ben kuzeye gidip oğlumu ne zaman göreceğim onu düşünüyorum…” 

 

Şu an aklında tek bir şey vardı: Oğlu. Onu düşündükçe uykuları kaçıyordu. Her gece, özel yetenekli insanlar tarafından kovalanıyor olabileceği düşüncesiyle perişan oluyordu. 

 

Mu Yi Fan, romanın hikâyesini hatırladı. Asıl bedenin sahibi, yani Zombi Kralı Mu Yi Fan, Zheng Guo Zong ve oğlu Zheng Jia Ming’le zombi saldırısından sonra karşılaşıyordu. 

 

Zombi yakma olayının üzerinden yarım ay geçmişti, zombi dalgasına daha bir ay vardı. Belki de oğluyla o zaman karşılaşacaklardı. 

 

Mu Yi Fan bunu düşünerek zamanı hesapladı. 

 

“Belki de oğlunla bir ay içinde karşılaşırsın.” 

 

Tabii bu, Zhan Bei Tian’ın K Şehri’nde kalıp kalmayacağına ve zombi dalgasıyla karşılaşıp karşılaşmayacaklarına bağlıydı. 

 

Ama… 

 

“Off!” 

 

Olaylar karışmıştı. Hikâyenin gidişatı değişmişti. Belki de romanın ilerleyişinden tamamen sapacaklardı. Artık emin olamıyordu. 

 

Zheng Guo Zong ona tuhaf tuhaf baktı. 

 

“Mu Mu, senin kehanet gücün mü var? Daha olaylar olmadan önce hep biliyorsun.” 

 

Mu Yi Fan göz devirdi. 

 

“Varsa ne yapacaksın? Gerçi… Ay oğlum işedi! Bezini değiştiriver sen.” 

 

Konuyu değiştirmek için hemen çocuğu geri Zheng Guo Zong’un kucağına bıraktı. 

 

Mu Qing Tian suratını buruşturdu ve kendi kendine söylendi. 

 

“Baba, sen gerçekten kötüsün…” 

 

Koskoca çocuk, altına yapmış gibi gösteriliyor ya! Hem de konu değiştirilecek diye. 

 

Zheng Guo Zong söylendi. 

 

“Ben ne zaman dadı olmayı kabul ettim ya?” 

 

Gerçi, çocuğu tekrar kucağına alınca keyiflenmeden de edemedi. O oğlum dedikçe içi cız ediyordu. Baba hasreti kalbine kök salmıştı bile. 

 

Bu sırada, zombilerle savaş eğitimine çıkan ekip tekrar kamyonlara binmişti. 

 

Ekip tekrar yola koyuldu. Zhan Bei Tian bu kez güvenli bölgeye girmeyi tercih etmedi. 

 

Çünkü kara yağmurdan sonra güvenli bölge pek de güvenli olmaktan çıkmıştı. O yüzden doğrudan oradan geçip 300 kilometre ilerideki başka bir şehre yöneldiler. 

 

Araç K Şehri gişesinden geçerken Mu Yi Fan tabelaya baktı, “K” harfi gözünü aldı ve fısıldadı. 

 

“K Şehri…” 

 

Demek ki hikâye yeniden rayına oturuyordu. Romana göre kara yağmurdan sonra bu güvenli bölgeler dağılıyor ve insanlar kuzeye gitmek zorunda kalıyordu. Geçici olarak K Şehri’ne yerleşiyorlardı. 

 

K Şehri’nin doğusu insanların yaşadığı bölge haline geliyordu. Zhan Bei Tian’da bu grubun bir üyesiydi ve düzenli olarak batı, güney ve kuzeye giderek malzeme arıyor, zombileri temizliyordu. Bu da onun neden B Şehri’ne hemen dönmediğini açıklıyordu. 

 

Adam millet güçlensin, hayatta kalmayı öğrensin diye uğraşıyordu. Tatil yapmaya gelmemişti sonuçta. 

 

Ama bu durum Zombi Kralı Mu Yi Fan’ın dikkatini çekiyor ve büyük bir zombi sürüsünü K Şehri’ne sürüklüyordu. Bu da ilk büyük zombi dalgasının başlangıcı oluyordu. 

 

Tabii, kimse bu zombiler yüzünden ölmüyordu. Zombi dalgası başarısız olunca, Zombi Kral kuzeye çekiliyordu. Ama içindeki nefreti daha da büyüyordu. 

 

Zhan Bei Tian, K Şehri’ne yerleşme planından bahsetti. 

 

“Yiyeceklerimiz azalıyor, bir ay kalacağız, sonra kuzeye B Şehri’ne geçeceğiz. Oraya kalıcı olarak yerleşeceğiz.” 

 

Mu Yi Fan homurdandı. Demek ki hikâye buraya kadardı. 

 

Zheng Guo Zong umutlandı. 

 

“Bir ay buradaysak oğlum da gelir belki…” 

 

Kapıda, K Şehri’nin doğusuna tellerle çit çekiliyordu. Ülkenin dört bir yanından gelen insanlar doğuya kaydediliyor, herkes ev seçip askerlerin gözetiminde yerleşiyordu. 

 

K Şehri’nde kalan herkesin her gün iki saat çit inşaatına yardım etmesi gerekiyordu. Sistem kurulmuştu. 

 

Zhan Bei Tian ekibini aldı, doğu bölgesinde 10 katlı bir apartmanı seçti. 

 

Evler dağıtıldığında Mu Yi Fan çok büyük bir şok yaşadı. 

 

Niye Zhan Bei Tian’la aynı odaya düşmüştü ki?! 

 

Romanın erkek başrolü yalnız takılırdı, kadın başrolle bile evlenmeden aynı odada kalmazdı. Şimdi niye onunla kalıyordu? 

 

Ama asıl komik olan neydi biliyor musun? 

 

Zheng Guo Zong’a tek kişilik oda verdiler! Gerekçesi de “Ben çocukla ilgileneyim, iki kocayı rahatsız etmeyeyim.” İdi. 

 

Yahu, bu ne saçma bahane! Ama yemişti… 

 

Mu Yi Fan, ona ve Zhan Bei Tian’a ayrılan odanın ikinci anahtarını almak için odadan ayrılacaktı ama tam o sırada Zhan Bei Tian arkasından gelip onu durdurdu. 

 

“Yarın bizimle görevde sen de geleceksin.” 

 

Mu Yi Fan bir an irkildi. Aklına bir önceki görev geldi. 

 

“Gene mi test edeceksin beni?! Malzeme bulma şansınızı mahvedeceğimi mi düşünüyorsun? Sana zarar vermem ben!” 

 

Zhan Bei Tian dolabı yerleştirirken bir an durdu. 

 

“İnsanların sana bakışını değiştirmek istiyorum.” 

 

Mu Yi Fan afalladı. 

 

“Ne demek şimdi bu?” 

 

Zhan Bei Tian cevap vermedi, kıyafetleri askıya asmaya devam etti… 

 

Etiketler: novel oku Number One Zombie Wife [Novel] 110. Bölüm, novel Number One Zombie Wife [Novel] 110. Bölüm, online Number One Zombie Wife [Novel] 110. Bölüm oku, Number One Zombie Wife [Novel] 110. Bölüm bölüm, Number One Zombie Wife [Novel] 110. Bölüm yüksek kalite, Number One Zombie Wife [Novel] 110. Bölüm light novel, ,

Yorum