Koyu Switch Mode

Number One Zombie Wife [Novel] 102. Bölüm

A+ A-

Çevirmen: Khentimentiu


 

Yüksek seviye zombinin kristal çekirdeği bulmasıyla birlikte Mu Yi Fan’ın kalbi sıkıştı. Eğer o zombi bu çekirdeğin enerjisini emerse, gerçekten de üst sınıf bir zombiye dönüşecekti. O ise, insan eti yiyememenin ıstırabıyla yaşamaya devam edecek, bu sefil günlere mahkûm olacaktı. Tek bir umut vardı. 

 

Eğer büyük bir mutasyon geçirirse, yeteneği sayesinde seviye atlayabilir ve kurtulabilirdi. 

 

Ancak şu an için umut tükenmişti. Çekirdeği yüksek seviye zombi bulduğuna göre burada daha fazla kalmanın bir anlamı yoktu. En iyisi, o zombi kendisini fark etmeden Qing Tian’ı da alıp buradan sıvışmaktı. 

 

“Qing Tian, hadi buradan gidelim,” dedi Mu Yi Fan, dönüp çocuğa seslendi. Ancak gözleriyle taradığı manzara karşısında donakaldı. 

 

Çocuğun yanında olması gereken yerde kimse yoktu. 

 

Mu Yi Fan’ın yüzü kireç gibi oldu. Panikle bağırmaya başladı 

 

 “Qing Tian? Qing Tian! Oğlum, neredesin?!” 

 

Defalarca seslendi ama çocuktan hiçbir cevap gelmedi. Gittikçe artan bir endişeyle kaşlarını çattı. Bu çok garipti. Az önce yanındaydı. Göz açıp kapayıncaya kadar nasıl ortadan kaybolmuş olabilirdi? 

 

Aklına tek bir ihtimal geldi, acaba özel uzaya alanına mı gitti? Beklemekten başka çaresi yoktu. 

 

Gözlerini tekrar yüksek seviye zombiye çevirdi… ve gördüğü şeyle kalbi duracak gibi oldu. 

 

O zombi, küçücük bir figürün karşısında dimdik duruyordu. Ve o küçük figür… çok tanıdık geliyordu. 

 

Mu Yi Fan dikkatle bakınca olduğu yere yığıldı. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. 

 

Allah kahretsin! 

 

O zombiye Mu Qing Tian karşı koyamazdı! 

 

Ama nasıl olurdu? Az önce çocuk yanındaydı. Hem, Qing Tian’ın bacakları öyle kısa ki, birkaç saniyede oraya kadar koşması mümkün değildi. O halde nasıl bu kadar hızlı gitmişti? 

 

Mu Yi Fan’ın kalbi duracak gibiydi. Yüksek seviye zombi çocuğun karşısında durmuş, kafasını hafifçe yana yatırmış onu süzüyordu. Mu Yi Fan hemen pozisyon aldı ve sessizce onlara doğru sürünmeye başladı. 

 

Mu Qing Tian, 50 metre öteden başını kaldırıp, siyah maskeli zombinin yüzüne baktı. Zombi bir an duraksadı, küçük çocuğa karşı herhangi bir saldırganlık göstermedi. Bu çok garipti çünkü normalde insan kokusu alan zombiler anında deliye dönerdi. Ama bu küçük bebeğe karşı en ufak bir iştah belirtisi bile yoktu. 

 

Mu Qing Tian boynunu yukarı doğru kaldırmaktan yorulmuş olacak ki, yere eğildi ve yerde duran devasa kristal çekirdeği iki eliyle kavradı. Neredeyse beş minik yumruğu kadar büyüktü. 

 

Zombinin gözlerindeki kırmızı damarlar belirginleşmişti. O parlak, renkli taş onda büyük bir istek uyandırmıyordu ama içgüdüsel olarak çok önemli bir şey olduğunu hissediyordu. Bu yüzden onu almak zorundaydı. 

 

Elini uzattı ve boğuk bir sesle, oldukça soğuk bir tonda, “Ver onu,” dedi. 

 

Mu Qing Tian ise tırnakları uzun, keskin pençeli bu zombiye hiç aldırış etmeden, çekirdeğin üzerindeki külleri silmeye devam etti. Bu hareketiyle çekirdek daha da parlamaya başladı. Güneş ışığı altında göz kamaştırıcıydı. 

 

Etraftaki düşük seviye zombiler de çekirdeğin varlığını hissetmişti. Ağızlarından boğuk sesler çıkararak hareketlenmeye başladılar. 

 

Yüksek seviye zombi bu durumu fark edip arkasını döndü ve korkunç bir çığlık attı. Tüm zombiler anında sindi ve geri çekildi. Kimsede kıpırdayacak hâl kalmamıştı. 

 

Yüksek seviye zombi tekrar aşağı baktı, küçük ve bembeyaz ciltli çocuğa. Ama çocuk kristali hâlâ ona uzatmıyordu. 

 

Zombinin gözleri parladı, pençelerini kaldırdı ve çocuğa doğru hamle yaptı. 

 

Tam o sırada, biri panikle bağırdı. 

 

“Dur!” 

 

Zombi bir an durakladı ve sesin geldiği yöne döndü. 

 

Genç bir adam koşarak geldi ve yerdeki çocuğu hızla kucakladı. 

 

Zombi hafifçe kıpırdadı ama elini indirdi. Mu Yi Fan, Qing Tian’ı sıkıca sarmalarken bağırdı. 

 

“Sana koşma demedim mi? Ne dediysem hemen unutuyorsun! Ne kadar endişelendim biliyor musun?!” 

 

Qing Tian kucağında sessizce kalakaldı. 

 

“…” 

 

Mu Yi Fan, çocuğun eline baktı ve elinde tuttuğu şeyin o çok aradığı kristal çekirdek olduğunu görünce gözleri parladı. 

 

“Bebeğim, bu oyuncak değil ki… Ver bakayım, baban onu senin için saklasın.” 

 

Hemen kristali kaptı, cebine koydu ve fermuarı çekti.  

 

Aman düşmesin! 

 

“…” 

 

“…” 

 

Mu Qing Tian da yüksek seviyeli zombi de öylece kalakalmıştı. 

 

Mu Yi Fan zombiye tek kelime etmeden çocuğu kaptığı gibi koşmaya başladı. 

 

Zombi bir an durakladı, sonra gerçekliğe döndü ve bir anda Mu Yi Fan’ın önünde belirdi. 

 

Ama Mu Yi Fan hazırlıklıydı. Elindeki külleri zombinin gözlerine savurdu. 

 

Zombi hazırlıksız yakalandı ve kül gözlerine kaçtı. 

 

Mu Yi Fan bunu fırsat bilip fırladı, zombiyle arasındaki mesafeyi açarak hurdalığın çıkışına koştu. Çıkmadan önce arkasına dönüp kontrol ederken aynı anda Mu Qing Tian ile konuştu. 

 

“Qing Tian, amcaya el salla, hadi.” 

 

“…” 

 

Yüksek seviye zombi öfkeyle uludu, yer sarsıldı. Attığı çığlıkla çevredeki tüm zombileri çağırdı. Hemen etrafı saran yüzlerce zombi hurdalığa doğru akın etti. 

 

Mu Yi Fan bu korkunç sesi duyunca neredeyse dizlerinin bağı çözüldü. Bir an duraksadı, zihnini açık tutmak için kendi yüzüne tokat attı. Qing Tian’ı sırtladı ve tam gaz dışarı koştu. 

 

Etrafı zombiler sarmıştı ama Mu Yi Fan yeteneğini kullanarak zombilere ‘çekil’ sinyalleri gönderdi. 

 

Ancak bu zombiler artık iki yüksek seviye zombi tarafından kontrol ediliyordu ve Mu Yi Fan’ın gücü onlara yetmiyordu. Zombiler bir an baş ağrısıyla inleseler de, sonunda kontrolden çıktılar ve Mu Yi Fan’a saldırmaya başladılar. 

 

O anı fırsat bilerek arabasına geri döndü, kontağı çevirdi ve gaza basıp zombilere çarparak hurdalıktan uzaklaştı. 

 

Ama rahatlayamadı. Çünkü yüksek seviye zombi arabadan daha hızlıydı. Gaza abandı ve tam güç ilerledi. 

 

Derken gökyüzünde bir gürültü koptu. 

 

Mu Yi Fan başını kaldırdı ve orduya ait helikopterlerin geldiğini gördü. Kaşlarını daha da çattı. 

 

Askerler zombilerin ulumasını duyunca gelmişlerdi ama karşılaştıkları manzara karşısında afalladılar. 

 

Simsiyah bir araba ve ardından arı kovanından çıkmış gibi koşan yüzlerce zombi. Hemen Helikopterlerin artığı sıvılarla ıslanan zombilere ateş açtılar, yüzlerce zombiyi bir anda alev topuna döndü ve etraf dumanla doldu. 

 

Mu Yi Fan arkasını dönüp baktı. Tüm zombiler ateşle kavrulmuştu, kömüre dönmüşlerdi. Ama sonra… dumanların içinden bir gölge fırladı! 

 

Yüksek seviye zombi yine peşindeydi! 

 

Mu Yi Fan’ın kalbi ağzına geldi. Tam o anda çat diye bir sesle arabanın tavanı içe göçtü. 

 

Zombi arabaya atlamıştı! 

 

Mu Yi Fan hemen zikzak çizmeye başladı, zombiyi arabadan düşürmeye çalıştı. 

 

Zombi ilkinde dengesini kaybedip düştü ama hızla yeniden atladı. Bu kez tavanı pençeleriyle tuttu ve bırakmadı. 

 

Helikopterdeki askerler bu sahneyi görünce şok oldular. Bu zombinin, daha önce stadyumda ortaya çıkan yüksek seviye zombi olduğuna emindiler. 

 

Hemen ateş açtılar. Zikzak çizen araba yüzünden kurşunlar zombiye isabet edemedi. Zombi kristali almak için cama yumruğunu geçirdi ve Mu Yi Fan’a uzandı. 

 

Mu Yi Fan koltuğun yanına doğru eğildi. Ancak yolu göremeyince araba aniden bir direğe çarptı. 

 

Mu Yi Fan şanslıydı, emniyet kemeri sayesinde dışarı fırlamadı. Ama zombi bu kadar şanslı değildi uçup yere çakıldı. 

 

“Anasını satayım, iyi ki ben de zombiyim!” diye iç çekti Mu Yi Fan, göğsü direksiyona çarpınca. 

 

Hemen çocuğuna döndü. 

 

“Qing Tian, iyi misin?” 

 

Minik dâhi kafasını salladı. Emniyet kemerine sımsıkı tutunduğu için bir şey olmamıştı. 

 

Mu Yi Fan derin bir nefes aldı, hemen vitesi geriye aldı ama motor bozulmuştu. Araba artık çalışmıyordu. 

 

Etiketler: novel oku Number One Zombie Wife [Novel] 102. Bölüm, novel Number One Zombie Wife [Novel] 102. Bölüm, online Number One Zombie Wife [Novel] 102. Bölüm oku, Number One Zombie Wife [Novel] 102. Bölüm bölüm, Number One Zombie Wife [Novel] 102. Bölüm yüksek kalite, Number One Zombie Wife [Novel] 102. Bölüm light novel, ,

Yorum