Koyu Switch Mode

Desire Me If You Can [Novel] 19. Bölüm

A+ A-

Çevirmen: Khentimentiu


 

Bir yıl kısa bir süre gibi görünebilir ama bazen insanın ömrünü tüketen bir sonsuzluk gibidir. Her zamanki gibi tam vaktinde işe gelen Dane, Grayson’ın bir başka kadın personelle flört ettiğini görünce istemsizce içini çekti. 

 

Aynı sahne… Yine… Ve yine… 

 

Bu tabloyu o kadar çok kez görmüştü ki, bir tür zaman döngüsüne takılı kaldığını düşünmeye başlamıştı. Tabii ki bu imkânsızdı. En bariz kanıt, her seferinde kadının farklı olmasıydı. Grayson’ın etrafında dönen bu küçük gösteriyi yine ilgisizce izleyen Dane ve diğer ekip arkadaşları için artık bu da sıradan bir manzaraya dönüşmüştü. Ama DeAndre sonunda patladı. 

 

“Ben artık dayanamıyorum!” 

 

Kendi ekipmanlarını kontrol etmekle meşgul olan diğer adamlar, DeAndre’nin aniden ayağa fırlamasıyla irkilerek ona baktılar. DeAndre, parmağını ileri doğru uzatarak dramatik bir şekilde bağırdı: 

 

“Gerçekten buna göz mü yumacağız? Her gün aynı şeyi izlemeye devam mı edeceğiz?” 

 

Gösterdiği yöne bakan herkes, Grayson Miller’ın yine yeni bir kadın personele cilve yaptığını gördü. 

 

Koca cüssesiyle Grayson, bir elini cebine sokmuş, rahat bir gülümsemeyle kadının kulağına bir şeyler fısıldıyordu. Kadın uzun saçlarını savurup başını hafifçe yana eğmiş, yüzünde parlak bir tebessümle onu dinliyordu. Omuzlarındaki ufak hareket bile, aralarındaki samimiyetin ne kadar doğal olduğunun kanıtı gibiydi. Utangaç bir kahkaha, saçıyla oynayan parmaklar, koluna hafif dokunuşlar… Kadın açıkça etkilenmişti. 

 

Herkes dönüp yeniden DeAndre’ye baktı. Ezra ise kollarını iki yana açmış, “Ne yapmayı planlıyorsun peki?” der gibi bakıyordu. 

 

“O herif takımı içten içe dağıtıyor! Böylece göz göre göre izleyecek miyiz yani? Hiçbir şey yapmayacak mıyız?” 

 

Yanıtlar hâlâ isteksizdi. Adamlar boş boş göz kırptıktan sonra biri konuştu: 

 

“Ne yapmamızı bekliyorsun ki? Ne yapabiliriz yani?” 

 

“Grayson’ı dövelim mi diyorsun yani?” 

 

“Miller’dan nefret ediyorum ama sırf kadınlar onu seçiyor diye adama dalmak biraz haksızlık olmaz mı? Yani, bizi istemiyorlar, ne yapalım?” 

 

“Ben geçen hafta Ally’yle buluştum. Yani isteyen herkes başarabilir.” 

 

Bu ani itiraftan sonra herkesin ilgisi bir anda o yöne kaydı. Konuşan kişi, dudaklarında kurnaz bir sırıtışla çenesini kaşıdı, kaşını hafifçe kaldırarak kasıntı bir rahatlıkla konuştu. 

 

“Vay canına.” 

 

“Vay köftehor! Ne ara ayarladın sen bu işi?” 

 

Alkışlar ve şakacı alaylar arasında, adam göğsünü kabartarak konuşmaya devam etti: 

 

“Gördünüz mü? Bütün kadınlar Miller’a düşmüyor yani. Bu hafta sonu yine buluşacağız. Güzel bir restoran da ayarladım şimdiden.” 

 

“Gül al yanına, ben hep kırmızı gül veririm.” 

 

Wilkins’in tavsiyesiyle adam başını salladı. 

 

“Çiçekçiye ‘bir buluşma için’ dedim, çok güzel bir aranjman hazırladı. Geçen buluşmamızda Ally yeşil elbise giymişti, inanılmaz seksi görünüyordu.” 

 

Adamın anlatımıyla birlikte, diğerleri hep bir ağızdan “Oooo!” diye bağırıp coşarken, DeAndre’ye göre hepsi acınasıydı. 

 

“Aptallar!” 

 

Diye bağırarak bir anda arkasını döndü ve hızla oradan uzaklaştı. Şaşkın gözlerle ona bakan arkadaşları panikle ayağa kalktı. 

 

Gerçekten gidip Miller’la mı kavga edecekti? Durdurmalı mıydılar? Yoksa sadece tuvalete mi gidiyordu? 

 

Farklı varsayımlar zihinlerinden geçerken, DeAndre bambaşka bir yöne doğru sapınca hepsi dumura uğradı. 

 

“Ne?” 

 

Wilkins şaşkınlıkla seslendi. Herkes, DeAndre’nin birden durup tüm gücüyle bağırmasına gözlerini dikip baktı. 

 

“Bu ne lan?! Cidden mi ya?! Hepiniz bizi böyle mi sırtınızdan bıçaklıyorsunuz?!” 

 

Kendi ekipmanlarını kontrol etmekte olan kadın personel, DeAndre’nin bu patlamasına şaşkınlıkla döndü. Kadınların arasına böyle dalıp bağırması cesaret gerektiriyordu ama tepkileri oldukça soğuktu. 

 

“İhanet mi? Ne saçmalıyorsun? Açık açık anlat şunu.” 

 

B Takımı’nın lideri Priscilla ayağa kalktı. Diğer kadınlar da birer birer ayağa kalkarken, ifadeleri sertleşti. DeAndre bir adım geri çekildi ama başını çevirince erkek arkadaşlarının bakışlarıyla karşılaştı. 

 

Gururuna yediremedi. Göğsünü kabartarak, sanki çok kararlıymış gibi konuşmaya devam etti: 

 

“Sana üç kere çıkma teklif ettim, üçünü de reddettin! Sadece bana da değil, hepimizi reddettiniz! Yıllardır beraber çalıştığınız adamlara bir şans bile vermediniz ama tanımadığınız bir herifle birkaç günde samimi oluyorsunuz! Hepiniz hainsiniz, hain!” 

 

Kadınlar bu çıkışa alaycı bir edayla karşılık verdi. 

 

“Yani…” 

 

Arkada duran Valentina öne çıkıp konuştu: 

 

“Şunu mu diyorsun? Grayson Miller’la yatıyoruz ama seninle yatmıyoruz, neden? Bunu mu merak ediyorsunuz? Hepinizin düşündüğü bu mu?” 

 

DeAndre, her zaman hayranlıkla baktığı Valentina’nın bu doğrudan sorusuyla sarsıldı. Arkadaki erkekler de Valentina’nın sert bakışları karşısında telaşla başlarını salladı. 

 

“Yok yok, öyle değil…” 

 

“Sadece… biraz merak ettik, o kadar. Hani, ne var ne yok diye.” 

 

“Ben merak bile etmedim. Vardır bir sebebi. DeAndre, ne yapıyorsun? Dön yerine artık.” 

 

Ezra telaşla işaret etti ama DeAndre inatla yerinden kıpırdamadı. Açıklama bekliyordu. 

 

Rezil oluyorsun şu an, geri dön! 

 

Arkadaki adamların hepsi aynı şeyi düşünüyordu ama kimse müdahale etmiyordu. Kadınlarsa, sanki “Şimdi ne diyecekler bakalım?” der gibi, eğlenerek izliyordu. 

 

“Yakışıklı ve kibar.” 

 

“Bu mu yani?” 

 

Valentina’nın sözlerini DeAndre sorgularken, bu kez Liz söze girdi: 

 

“Grayson gerçekten çok tatlı ve nazik biri. Onunla konuşmak çok kolay. İlk defa bir adam, söylediklerimi gerçekten anladı.” 

 

“Ne?!” 

 

DeAndre ve arkadaki adamlar şok içindeydi. 

 

Ne demekti bu şimdi? 

 

Kadınlardan biri daha devam etti: 

 

“Sanki aklımdan geçenleri okuyordu. Ne istediğimi, ne duymak istediğimi hemen anladı. Baskı kurmadan, doğal bir şekilde yaklaştı. Nazikliği sadece dış görünüşte değil, içten gelen bir düşüncelilikti.” 

 

“Evet evet, beni dinleyişi… O an aşık oldum.” 

 

Grayson’la birlikte olmuş kadınlar başlarını sallayarak onayladı. Ama DeAndre hâlâ inanamıyordu. 

 

“Baskın alfa’lar psikopat olur! Onlar empati kuramaz! Yanılıyor olmalısınız!” 

 

Ama kadınların yüzleri hiç değişmedi. Ne söylerse söylesin, hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini biliyor gibiydiler. 

 

“Ben sadece bir baskın alfa’yla yatmak istedim. Ne bileyim, farklı bir deneyim.” 

 

Liz’in sözleri yeni bir dalga başlattı. 

 

“Aynen, hayatımda ilk kez bir baskın alfa’yla karşılaştım. Üstelik onunla seks mi? Merak ettim tabii.” 

 

Kadınlar onaylar şekilde başlarını salladılar. DeAndre, ağzı açık bir şekilde bakakaldı. Valentina gözlerini kısıp, DeAndre’ye alaycı bir gülümsemeyle baktı: 

 

“Hâlâ anlamadın mı? Hamile kalma riski olmayınca kadınlar da erkekler kadar rahat olabiliyor.” 

 

“Baskın alfa’lar döllenmeyi kontrol edebiliyor. Bu inanılmaz bir şey. Korunmadan, kafamız rahat bir şekilde seks yapabiliyoruz.” 

 

“Artık erkeklerin neden bu kadar seks düşkünü olduğunu anlıyorum. Onlar için zaten özgürlük alanı hep vardı.” 

 

“Hamile kalma riski erkeklerde olsaydı, o zaman kim daha dikkatli olurdu, görürdük.” 

 

Etiketler: novel oku Desire Me If You Can [Novel] 19. Bölüm, novel Desire Me If You Can [Novel] 19. Bölüm, online Desire Me If You Can [Novel] 19. Bölüm oku, Desire Me If You Can [Novel] 19. Bölüm bölüm, Desire Me If You Can [Novel] 19. Bölüm yüksek kalite, Desire Me If You Can [Novel] 19. Bölüm light novel, ,

Yorum

İçerik Uyarısı
Uyarı, "Desire Me If You Can [Novel] 19. Bölüm" reşit olmayanlar için uygun olmayan şiddet, kan veya cinsel içeriğe sahip olabilir.
Onayla
Çık