Koyu Switch Mode

Desire Me If You Can [Novel] 17. Bölüm

A+ A-

Çevirmen: Khentimentiu


 

En azından bir şey öğrenmişti. Aradığı kişi bir kadındı. Başka hiçbir şeyi hatırlayamıyordu ama bayılmadan hemen önce görkemli bir çift göğüs gördüğünden emindi. Ne yazık ki ne şekillerini ne de boyutlarını hatırlayabiliyordu. 

 

Mesele şuydu: Onu nasıl bulacaktı? 

 

Aşırı Omegalar feromonlarını tamamen gizleyebiliyor, bu yüzden çoğu zaman Beta gibi davranabiliyordu. Ama eğer o kadın feromonlarını serbest bırakıp gerçek kimliğini gösterirse, Grayson yine feromon şokuna girip bayılırdı. Sonra da aynı döngü baştan başlardı. 

 

“Haa…” 

 

Derin bir iç çekti, ellerini saçlarına geçirdi ve sinirle karıştırdı. Sabırlı olmaya çalışmıştı ama onu iki kez burnunun dibinde kaçırdıktan sonra artık ağırdan alamazdı. O kadını bulmalıydı. Hemen. Ama ondan da önemli bir şey vardı. 

 

“Bu sefer onu bir daha kaybetmemeyi nasıl garantileyebilirim?” 

 

Aklına hiçbir çözüm gelmedi. Dişlerini sıkarak düşünürken birden bir fikir çaktı zihninde. 

 

“Doğru ya, o her şeyi bilen pislik kesin biliyordur!” 

 

Grayson bir anda hızlandı. Spor arabası geceyi yaran bir mermi gibi boş yolda süzülmeye başladı. 

 

*** 

 

“Darling.” 

 

Pat pat pat. 

 

Dane kapıdan girer girmez kedisi onu karşılamaya geldi. Sanki evin içinde saatlerdir onu bekliyormuş gibi. Dane onu hemen kucakladı, başını okşadı ve başına nazikçe bir öpücük kondurdu. Kedi mırıldanarak Dane’in göğsüne sokuldu, küçük ve soğuk burnunu ona sürttü. 

 

“Bekle biraz, suyunu hemen tazeliyim.” 

 

Darling, sanki onu anlıyormuş gibi hafifçe miyavladı ve kuyruğunu oynattı. Kediyi omzuna yerleştirip mutfağa geçti. Her zamanki rutinine başladı. 

 

Kum kabını değiştirdi, suyunu tazeledi, ödül mamasını verdi. Memnun kalan kedi kendini tembel tembel yalamaya başladı. Dane arkasını okşayıp banyoya yöneldi. 

 

“Oh be.” 

 

Duşunu aldıktan sonra kanepeye oturdu ve bir bira açtı. Darling, her zamanki gibi, tam zamanında gelip Dane’in bacağına sürtündü. Bir yangından kurtarılan bu kedi tek gözünü kaybetmişti, bir de sağırdı. Ama buna rağmen, Dane evin neresinde olursa olsun onu bulup yanına kıvrılmayı başarıyordu. 

 

Kedi yine kucağına atladı. Dane onu yavaşça okşarken bugün yaşanan saçma olayı geldi aklına. 

 

“O herif… beni mi arıyormuş?” 

 

Acaba gerçekten, feromon şokuna girip bayılmasına sebep olan kişinin kendisi olduğunu anlamış mıydı? Hayatında ilk defa böyle bir şey oluyordu. 

 

Başına iş açılmıştı. Bugün saldığı feremon bilsin diye değildi ki. 

 

“Off.” 

 

Dane inledi. 

 

“O psikopat neden dik dik bana baktı ki?” 

 

Küfretti, ama bunun bir faydası yoktu. Miller uyanınca hatırlamış olma ihtimali yüzde elliydi. 

 

“Eğer anlarsa…” 

 

Dane dilini şaklattı. Sinirliydi. 

 

“Neyse, öyle bir şey olursa başka istasyona geçerim.” 

 

Gidecek bir sürü yer vardı. Bavulu hazır, Darling’in taşıma çantası hazır. Eski arabasına atlayıp çekip gitmesi an meselesiydi. 

 

“Hadi uyku vakti Darling.” 

 

Kedisini kucaklayıp ayağa kalktı. Darling de başını Dane’in yüzüne sürterek karşılık verdi. İki üç basamağı birden atlayarak odasına çıktı. Her zamanki gibi, Darling yatağın kenarına yerleşti. İkisi de hemen uykuya daldı. 

 

*** 

 

Keith Knight Pittman’ın canı çok sıkkındı. 

 

Kim olsa sinirlenirdi: Gece yarısı evine pat diye dalan bir misafir, uykusunun en güzel yerinde kapıyı çalmıştı. Keyfi yerinde olan Keith’in şimdi burnundan soluduğunu söylemek az kalırdı. Feromonları bile “bıktım bu hayattan” dercesine yayılıyordu. 

 

Grayson tam karşısında oturmuş, gayet pişkin bir ifadeyle ona bakıyordu. 

 

“Grayson Miller. Saatin farkında mısın?” 

 

“Saat 2.” 

 

Grayson gayet net ve pişkince cevapladı. Keith’in kaşı bir kere seğirdi. Gözlerini kapatıp alnını ovaladı ve derin bir iç çekti. 

 

“Ne oldu da bu saatte geldin? Tam olarak uykumun ortasındaydım.” 

 

Normalde bu noktada Grayson boş boş konuşmaya başlardı: Havanın güzelliğinden falan bahseder, Keith’i özlediğini söylerdi mesela. 

 

Ama bugün farklıydı. Yüzündeki o sahte gülümseme yoktu. Sert, ciddi bir ifadeyle bakıyordu. Bu pek hayra alamet değildi. 

 

“Sana bir soru soracağım.” 

 

“Sor da sonra defol git.” 

 

Keith neredeyse tükürür gibi konuşmuştu ama Grayson zerre umursamadan sordu: 

 

“Baskın bir omega’yı nasıl tespit edebilirim, biliyor musun?” 

 

“Ne?” 

 

Keith’in çatılı olan kaşları daha da çatıldı. Grayson elini sinirle saçlarına attı. Adamın bakışları ‘Gece gece ne saçmalıyorsun sen’ diyordu ama o sabırsızlıktan patlamak üzereydi. 

 

“Bunu sorabileceğim tek kişi sensin. Biliyorsun, değil mi?” 

 

Keith ve Grayson’ın ortak bir noktası vardı: İkisi de baskın omega annelerden doğmuştu. Grayson’ın aradığı kadının aynısı. 

 

Ama bu sorunun cevabını sadece biri verebilirdi: Keith’in annesi Angel. Sık sık ortadan kaybolan bu omega’yı, Keith’in babaları –özellikle de baskın alfa olanı– sürekli arayıp bulup geri getiriyorlardı. 

 

Eskiden Grayson için bu sadece eğlencelik bir hikâyeydi. Ama artık kendisi de aynı durumdaydı ve panik içindeydi. 

 

Keith ise Grayson’ın çaresiz haline rağmen kaşlarını çatıp tek cümleyle umudunu ezdi: 

 

“Hayır, öyle bir şey yok.” 

 

Grayson’ın yüzü kireç gibi oldu. Tek umudunu ezip geçen Keith, şimdi daha da keyifsizdi. Her zamankinden daha da sivri dilli olacağı belliydi. 

 

“Mantıklı düşün. Öyle bir şey olsaydı, babamlar neden o kadar uğraşsın?” 

 

Tartışacak bir şey yoktu. Grayson son ümidiyle tutunduğu dalın kuru olduğunu anlamıştı. İlk kez bu kadar çaresiz hissediyordu. 

 

Gözlerini kapatıp başını geriye yasladı, derin bir iç çekti. Keith ise bir duraksadı, sonra ekledi: 

 

“Biliyorsun, baskın omegalar… cinsel olarak uyarıldıklarında kalçalarının üstünde bir işaret belirir.” 

 

Grayson başını çevirdi ve Keith’e baktı. Bunu nasıl düşünememişti? 

 

Ama zaten… görse bile… 

 

Hatırlamazdı ki. Hatırladığı tek şey o kadının nefes kesici göğüsleriydi. Yine içinden bir ah çekti ama bu sefer zorla bastırdı. 

 

“Peki, baskın bir omega’nın kızışmasını yapay olarak tetiklemenin bir yolu var mı?” 

 

Belki bir ihtimal, Keith’te bu bilgi vardı. Keith ise kısa bir kahkaha attı ve karşılık verdi: 

 

“En az beş baskın alfa gerekiyor. Sen becerebilir misin?” 

 

Grayson’ın kaşları çatıldı, bir anda sessizleşti. Keith’in umurunda bile değildi. 

 

“İşte bu yüzden Angel’ın beş baskın alfa partneri var.” 

 

“Haa…” 

 

Bu sefer iç geçirmeden edemedi. Alnını ovuşturdu ve baş ağrısı varmış gibi inledi. Kendi kendine mırıldandı: 

 

“Başka çare yok. Seks yaparken öğreneceğim artık.” 

 

“Fena fikir değil.” 

 

Keith de onayladı. Zaten Grayson’ın yaptığı şey buydu. Feromonlarını salar, karşısındaki doğru kişiyse anında tepki verir. Hem aradığı kişiyi bulur, hem de arada keyif yapardı. Bir taşla iki kuş. 

 

“Çok yardımcı oldun, sağ ol.” 

 

Grayson ayağa kalktı. Keith yüzünü buruşturdu. 

 

“Bir daha gece vakti kapıma dayanma. Gıcık herif.” 

 

Ama biliyordu, Grayson bir şey isterse yine gelecekti. Adamın huyu buydu. Nitekim, Grayson giderken söz vermek yerine sadece gözlerini kısıp hafif bir gülümsemeyle bakmakla yetindi. 

 

Keith pencerenin önünde durup Grayson’ın arabasının uzaklaştığını izledi ve içinden geçirdi: 

 

Doğu yakasına mı taşınsam acaba? 

 

Etiketler: novel oku Desire Me If You Can [Novel] 17. Bölüm, novel Desire Me If You Can [Novel] 17. Bölüm, online Desire Me If You Can [Novel] 17. Bölüm oku, Desire Me If You Can [Novel] 17. Bölüm bölüm, Desire Me If You Can [Novel] 17. Bölüm yüksek kalite, Desire Me If You Can [Novel] 17. Bölüm light novel, ,

Yorum

İçerik Uyarısı
Uyarı, "Desire Me If You Can [Novel] 17. Bölüm" reşit olmayanlar için uygun olmayan şiddet, kan veya cinsel içeriğe sahip olabilir.
Onayla
Çık